Vicdan Vakfı Bursa Çalışma Grubu olarak Bursa İnegöl'de adli bir cinayetin kurbanı olan Hani adlı Suriyeli gencin kardeşlerini evlerinde ziyaret edip, taziyelerimizi sunduk.
![](https://static.wixstatic.com/media/1a1eaa_c8e398c02f14462dbcc88f0ed2b0ec9a~mv2.jpg/v1/fill/w_980,h_569,al_c,q_85,usm_0.66_1.00_0.01,enc_auto/1a1eaa_c8e398c02f14462dbcc88f0ed2b0ec9a~mv2.jpg)
Türkiye’nin dört bir yanında, savaşın ve zorunlu göçün gölgesinde hayatlarını yeniden kurmaya çalışan binlerce insan var. İnegöl’de karşılaştığımız üç Suriyeli kardeşin hikayesi de bu zor hayat mücadelelerinden sadece biri. Babaları Esad’ın askerleri tarafından esir alınmış ve bir daha haber alınamamış. Nerede olduğu ya da sağ olup olmadığı bilinmiyor. Anneleri ise Suriye’de dedesi ve amcalarının yanında kalmak zorunda kalmış. Bu üç genç, yanlarında ailelerinden kimse olmadan, Bursa’nın İnegöl ilçesinde hayat mücadelesi veriyorlar.
Bu gençlerin hikayesi sadece bir trajedi değil, aynı zamanda toplumsal bir yüzleşmenin de hikayesi. Tüm gerekli izin belgelerine sahip olmalarına rağmen, onlar ve diğer Suriyeli mülteciler, Türkiye’de pek çok işveren tarafından yasa dışı çalıştırılmaya ve sömürülmeye devam ediyor. Bu adaletsizlik, toplumumuzda ne kadar derin bir yara açtığını bir kez daha gözler önüne seriyor.
Bir Tartışmanın Sonu: Irkçılık mı, Nefret mi?
Yaşanan olay, adli bir vaka olarak nitelendiriliyor ve başlangıçta ırkçılık veya nefret suçu gibi görünmüyor. Ancak, altta yatan toplumsal önyargılar ve adaletsizlikler göz önünde bulundurulduğunda, bu tür olayların sıradanlaşmasının önüne geçmek gerektiği aşikar. Roman bir genç ile Suriyeli kardeşler arasında bir sigara isteme meselesi yüzünden tartışma çıkıyor. Suriyeli genç sigara vermeyince, tartışma kavgaya dönüşüyor. Olaylar yatıştıktan sonra, Hani isimli genç evine doğru giderken motosikletle takip ediliyor ve 16 yaşındaki bir Türk tarafından 12 bıçak darbesiyle hayatını kaybediyor.
Hani’nin cenazesi Türk Devleti tarafından uçakla İdlib'e ailesine gönderiliyor ve orada defnediliyor. Ancak adli soruşturma devam ettiği için, kardeşleri cenazeye katılamıyorlar ve çıkışlarına izin verilmiyor. Bu durum, savaşın ve zorunlu göçün getirdiği acının ne kadar derin olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.
Dayanışmanın Gücü: Bir Ziyaretin Ardından
Bu acı hikayeye rağmen, dayanışmanın gücünü görmek de mümkün. Ziyaretimiz sırasında, bazı komşuların ve iş arkadaşlarının gençleri ziyaret ettiği ve çevreden tehdit almadıklarını belirttikleri anlatıldı. Gençler, işlerinde gücünde, mazlum ve aynı zamanda toplumumuzun bazı kesimleri tarafından sömürülen gençler. Bu ziyaret esnasında, Vicdan Vakfı gönüllüleri olarak biz de oradaydık ve onlarla sohbet etme imkanı bulduk.
Ev, bekar evi olmasına rağmen temiz ve düzenliydi. Gençler, samimi ve saygılı bir şekilde bizi ağırladı, hatta sade kahve ikramında bulundular. Onların bükük boyunları, yaşadıkları haksızlıklar ve zorluklar karşısındaki metanetleri, bizleri derinden etkiledi. Bu ziyaretin sonunda, kendimi çok mutlu ve huzur dolu hissettim; bu gençlerin yanında olmanın ve onların hikayesine tanıklık etmenin bana kattıkları paha biçilemezdi.
Osman Türk Hocamız ve Ziyaretin Etkisi
Bu ziyaretimizde, gönüllüler listemize yeni katılan Osman Türk hocamız da bize eşlik etti. Adeta bir gazeteci gibi, gençleri doğru sorularla yönlendirdi ve onların duygularını, düşüncelerini açıkça ifade etmelerine yardımcı oldu. Gençler, Vicdan Vakfı'na ve Ömer hocamıza özel teşekkürlerini ilettiler.
Bu ziyaret, hepimize derin bir farkındalık kazandırdı. Üç kardeşin hikayesi, toplum olarak karşı karşıya olduğumuz sorunların ve sorumluluklarımızın bir kez daha altını çizdi. Onlara umut olabilmek, seslerini duyurabilmek ve yaşadıkları bu adaletsizlikle mücadele edebilmek için daha fazla çalışmamız gerektiğini hatırlattı. Bu ziyaretin, vicdanımıza dokunan ve toplumsal bilincimizi artıran bir etkisi olduğunu söylemek mümkün.
Bu gençlerin hikayesi, İnegöl’deki bir apartman dairesinde sessizce yazılan bir hikaye olabilir ama seslerinin daha gür çıkmasına ve hak ettikleri adalete kavuşmalarına yardımcı olmak hepimizin sorumluluğu.
Bu güzel ve anlamlı ziyaretiniz kirletilen dünyaya temiz bir nefesdir. Çok teşekkür ederim.