Geçtiğimiz hafta, Vakfımızı temsilen Ankara Protestan Kilisesi'ni ziyaret ettik. Bu ziyaret, Türkiye'deki dini çeşitliliğin ve azınlık inanç gruplarının karşılaştığı sorunların daha iyi anlaşılmasına yönelik önemli bir adımdı.
Pastör İhsan Özbek ile yaptığımız görüşme, Türkiye'deki Protestan topluluğunun karşılaştığı zorlukları ve onların inançlarını yaşama şekillerini derinden anlamamızı sağladı. Özellikle tüzel kişilik kazanamamaları nedeniyle, dini ritüellerini yürütmek için din turizmi üzerine bir şirket kurma yoluna gitmişler. Bu durum, Türkiye'de din özgürlüğü bağlamında yaşanan bazı temel sorunları gözler önüne seriyor.
Pastör Özbek'in, Malatya Zirve Yayınevi saldırısında vefat edenlerin aynı cemaatten olduğunu paylaşması, dini temelli şiddetin hâlâ ciddi bir sorun olduğunu hatırlattı. Pastör, "Nasıl Müslümanlar Emri bil maruf diyorlarsa biz de inancımızı yaymak için misyonerlik yapıyoruz" diyerek, inançlarını paylaşma ve yaşatma arzularını dile getirdi.
Ziyaretimizde, Mazlumder'in Türkiye'de Etnik Ayrımcılık Raporu da gündeme geldi. Pastör Özbek'in devlet koruması altında yaşaması ve sürekli bir polis tarafından korunuyor olması, ülkedeki dini azınlıkların güvenlik endişelerini yansıtıyor.
Ayrıca, LGBTİ+ bireylerin ve Hristiyanların maruz kaldıkları ayrımcılık durumlarının benzerlikleri üzerine düşündürücü yorumlar yapıldı. İbadethane açamama ve derneklerinde ibadet ettikleri gerekçesiyle dava açılma gibi sorunlar, dini özgürlüklerin önündeki engelleri gösteriyor. Eğitim alanında da ciddi zorluklarla karşılaşan Protestan topluluğu, İncil kursları açma isteklerinin engellenmesi ve okullardaki zorunlu din eğitimi nedeniyle çocuklarının rencide edilme durumlarına dikkat çekti.
Vakıf Başkanımız Ömer Faruk Gergerlioğlu'nun, İzmit Protestan Kilisesi'ne yönelik molotofkokteyli saldırısı sonrası yaşanan dayanışma hikayesini anlatması, farklı inanç grupları arasında nasıl güçlü bağlar kurulabileceğinin güzel bir örneğiydi. İnsan hakları savunucusu olarak her türlü şiddete ve ayrımcılığa karşı duruşunun altını çizen Gergerlioğlu, bu dayanışmanın, farklı inanç ve etnik kökenlerden insanların bir arada yaşayabileceği bir toplumun mümkün olduğunu gösterdi.
Bu ziyaret, VİCDAN VAKFI olarak, her türlü ayrımcılığa ve şiddete karşı durma ve farklı inanç gruplarıyla dayanışma içinde olma taahhüdümüzü pekiştirdi. Farklı din ve inanç gruplarının sorunlarına duyarlılık göstermek ve onların seslerini duyurmak, toplumsal barış ve hoşgörüye katkıda bulunmanın önemli bir parçasıdır. Biz, bu yolculukta herkesin hikayesini dinlemeye, anlamaya ve seslerini duyurmaya devam edeceğiz.
Comments