top of page
Ümmühan Topal

Kırık Camlar Teorisi Hayatımıza Ne Anlatıyor?


Günlük hayatımızda, yaptığımız küçük ihmal veya yanlışlar, aslında düşündüğümüzden çok daha büyük etkilere yol açabilir. Bu durumu anlamamıza yardımcı olan

bir teori var:


Kırık Camlar Teorisi:Amerikalı suç psikoloğu Philip Zimbardo'nun 1969’da yaptığı bir araştırmadan doğan bu teori, sadece suç oranlarıyla ilgili değil, toplumsal

ve bireysel ilişkilerimizde de geçerli.



Makaleyi okuyan ChatGPT tarafından çizilen resim
Makaleyi okuyan ChatGPT tarafından çizilen resim


Kırık Camlar Teorisi: Deneyin Detayları

Zimbardo, iki farklı mahalleye plakasız iki araba bırakır; biri elit ve suç oranı düşük bir mahallede, diğeri ise daha az gelirli ve suç oranı yüksek bir mahallede. İlginç bir şekilde, arabaların başına bir şey gelmeden haftalarca dururlar. Ancak, bir

grubu arabayı tahrip etmekle görevlendirdiğinde sonuçlar şaşırtıcıdır: İlk cam kırıldığında çevredeki insanlar da bu yıkım sürecine katılmaya başlarlar. Elit veya gecekondu mahallesi fark etmeksizin, her iki arabada da tahribat artar.


Peki, bu deney bize ne anlatıyor? Zimbardo'nun bulgularına göre, herhangi bir

yıkıcı eylem başlatıldığında, insanlar, sosyal veya kültürel geçmişlerinden bağımsız

olarak, bu davranışı sürdürme eğilimindedir.


Teorinin Günlük Hayatımızdaki Yeri

Kırık Camlar Teorisi, yalnızca sokaklarımızın düzeni veya binalarımızın sağlamlığıyla ilgili değil; sosyal ilişkilerimizde, hatta aile bağlarımızda bile etkili. Örneğin,

kendi çocuğumuzu topluluk önünde eleştirip küçük düşürdüğümüzde, başkalarının

da ona zarar verme cesareti artar. Eşimize olan öfkemizi sert bir şekilde dışa vurduğumuzda, başkalarının da ona karşı acımasızca davranmasının yolunu açarız.

Aynı durum kendimiz için de geçerli. Eğer kendi öz saygımızı zedeleyip kendimizi küçümsüyorsak, etrafımızdaki insanlar bu tavrımızdan güç alarak bize daha büyük zararlar vermekten çekinmeyecektir.


Peki, Ne Yapmalıyız?

Bu teori, aslında yaşamımıza değer verme konusunda bize büyük bir ders sunuyor. Sevdiklerimizle olan ilişkilerimizde yapıcı ve empatik bir tutum benimsemek,

eleştirirken dahi onlara saygı göstermek çok önemli. Hataları, zarar verici bir dille

değil; yol gösterici, onarıcı bir şekilde ifade edebiliriz.


Bu sayede hem sevdiklerimize hem de kendimize sahip çıkmış oluruz. Unutmayalım ki, sahip çıkılmayan, ilgilenilmeyen her şey zamanla zarar görmeye ve etrafındakiler tarafından yıkılmaya mahkûmdur.


Kırık Camlar Teorisi bize şunu hatırlatıyor: Eğer kendi hayatımızdaki “camları”

korumazsak, onları kırmak için başkaları da dünden razıdır. Bu yüzden, çevremizde

ve iç dünyamızda onarıcı bir tavır benimseyerek hem kendimize hem de sevdiklerimize daha sağlıklı bir ortam oluşturabiliriz.

197 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page