Türkiye'nin dört bir yanından gelen bireyler, yaşadıkları adaletsizliklere karşı seslerini yükseltmek ve toplumsal dayanışmanın önemini vurgulamak için bir araya geliyor. Vicdan Vakfı tarafından düzenlenen Vicdan Buluşmaları, farklı yaşam öykülerine ve hukuksuzluklara maruz bırakılmış insanların deneyimlerini paylaştığı bir platform oldu.
Yasin Yıldız, Fahri Bey, Mustafa Ertürk, Nazik Kılıç, Hıdır Göktaş, Işık Bey ve Vakıf Başkanımız Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun katılımı ile kişisel hikayeler üzerinden Türkiye'de adaletin ve insan haklarının durumuna ışık tutuldu. Bu kişisel hikayeler, devletin ve toplumun bazı kesimlerinde yaşanan hukuksuzluklara, adaletsizliklere ve insan hakları ihlallerine dair önemli örnekler sundu.
Yasin Yıldız, Mardin'den Ankara'ya uzanan bir yolculuğun ardından, oğlu Nurullah'ın 15 Temmuz 2016 sonrası yaşadıklarını paylaştı. Oğlunun Hava Harp Okulu'nda başarılı bir öğrenci olmasına rağmen, hukuksuz bir şekilde cezaevine girmesi, Yasin Bey'in devlete olan inancını sarsmış. Yasin Bey, devlet yetkililerine ulaşma çabalarının boşa çıktığını ve oğlunun suçsuz yere cezaevinde tutulduğunu anlattı. Fahri Bey, 40 yıllık devlet memurluğu kariyerinin ardından, oğlunun da aynı hukuksuzlukla karşı karşıya kaldığını dile getirdi. Emeklilik hayalleri, oğlunun cezaevine girmesiyle suya düşen Fahri Bey, ekonomik zorluklar nedeniyle çalışmaya devam etmek zorunda kaldığını belirtti.
Mustafa Ertürk ise, çocukluğunda yaşadığı ailevi ayrılık travmalarının ardından, yetişkinlik döneminde de devletten yana hukuksuzluklarla karşılaştığını anlattı. Geçmişte bir medya kuruluşunda çalışması nedeniyle 15 Temmuz sonrasında yaşanan kapatmalar ve haksız tutuklamalardan etkilendiğini paylaştı. Mustafa Bey, cezaevinden çıktıktan sonra da ülkesini bir tür cezaevi olarak gördüğünü ifade etti.
Nazik Kılıç, siyasi nedenlerle yaşanan ailevi trajedileri ve kişisel mücadelesini paylaştı. 1976 yılında siyasete atıldı ve Türkiye sosyalist hareketinde önemli isimlerle çalıştı. Kardeşinin öldürülmesi ve diğer kardeşinin cezaevinde olması, ailesine ve kendisine yönelik hukuksuzlukların somut örnekleriydi. Tüm yaşadıklarına rağmen çocuklarını başarılı bireyler olarak yetiştirdiğini belirtti, ancak toplumun hala değişmemiş olmasından dolayı mutlu hissedemediğini ifade etti.
Hıdır Göktaş’ın 12 Eylül döneminde yaşadığı haksızlıklar sonrasında İnsan Hakları Derneği'nin kuruluşunda yer alması, mücadeleci ruhunu gösterdi. Göktaş, toplumda empati ve saygının önemine dair düşüncelerini de paylaştı.
Son olarak Vicdan Vakfı Kurucusu Ömer Faruk Gergerlioğlu toplumsal dayanışmanın önemine vurgu yaptı.
Bu buluşmalar, bireylerin yaşadığı zorluklara karşı toplumun birlikte hareket etmesi gerektiğini gösteriyor. Vicdan Vakfı'nın düzenlediği bu etkinlikler, adaletsizliklere karşı durmanın ve toplumsal dayanışmayı güçlendirmenin önemini vurguluyor. Katılımcıların hikayeleri Türkiye'de adalet arayışının devam ettiğini ve bu yolda birlikte mücadele etmenin önemini hatırlattı.
Comments